
Derya, 32 yaşındaydı. Pendik escort iç kısımlarında, tren yoluna yakın eski bir apartmanda yaşıyordu. Dışarıdan bakıldığında sıradan bir hayatı var gibi görünse de, geçmişi sessiz çığlıklarla doluydu. Sabahları işe oral gitmeden önce Pendik sahiline yürür, denizin serinliğiyle yüzünü yıkar gibi olurdu. Her dalga, ona yeniden başlama gücü veriyordu.
Derya, Bitlis’in sert rüzgârlarında büyümüştü. Okula hevesle başlayan bir kızken, 15 yaşında ailesi tarafından zorla evlendirildi. Eğitim yarım kaldı, hayalleri ise susturuldu. Evliliği boyunca sevgisizliğe, baskıya ve şiddete alışmak zorunda bırakıldı. Ama içinde hep bir ses vardı: “Bu hayat senin değilse, sen yeniden kurarsın.”
Bu düşünceyle, 30 yaşında bir sabah evden kaçtı. Ne bir planı vardı, ne de bir adresi. Otobüse bindi, ilk kez geldiği İstanbul’un Pendik semtinde indi. Uyuyacak bir yeri yoktu, sokaklar yabancıydı ama içindeki kararlılık sıcaktı.
İlk günlerde Pendik sahilindeki banklarda sabahladı. Sonra bir kadının önerisiyle Pendik Belediyesi Kadın Destek Merkezi’ne gitti. Burada hem barınma imkânı buldu hem de ilk kez kendini dinleyen insanlarla tanıştı. Rehberlik desteğiyle dikiş kursuna yazıldı, hızlıca adapte oldu. Eskiden sadece yamayı bildiği elleri, şimdi kıyafet diken ustalığa erişti.
Kurs bitince Pendik çarşısındaki bir tekstil atölyesinde çalışmaya başladı. Her sabah erken kalkıyor, vapur sesiyle uyanan semtte adımlarını daha sağlam genç eskort atıyordu. Hayatında ilk kez kendi parasını kazanıyor, kendi hayatını kuruyordu. Sessiz ama güçlüydü.
Bir gün iş çıkışı sahilde otururken gün batımına baktı ve içinden şöyle dedi:
“Ben kırıldım ama dağılmadım. Pendik escort bana sadece barınak değil, kendimi yeniden inşa edecek alanı verdi.”
Derya artık korkmuyordu. Geçmişi değiştiremezdi belki ama geleceği ona aitti. Sessizliğin içinden gelen kadın, şimdi kendi sesiyle hayata karşı yürüyordu.