
Şile escort dalgaları o akşam her zamankinden daha sert vuruyordu kayalara. Rüzgâr, kasabanın dar sokaklarında uğuldayarak ilerlerken, 24 yaşındaki Sevda adımlarını hızlandırdı. Kabanının ince kumaşı soğuğu geçirmiyor, yüzüne çarpan tuzlu hava gözlerini yaşartıyordu. Ama alışkındı; sokakların soğuğu, hayatın soğuğu kadar acıtmıyordu.
Sevda, İstanbul’un karmaşasından kaçarak Şile escort gelmişti. Aslında kaçışı bir özgürlük arayışı değildi; daha çok, hayatta kalabilmek için daha götten sakin bir yer bulma çabasıydı. Ailesiyle yaşadığı travmalar, para sıkıntısı ve çaresizlik onu genç yaşta, istemediği bir yola sürüklemişti. İnsanların kolayca yargıladığı, ama içinde derin yaralar taşıyan bir yol…
Pansiyonun çatı katında yaşıyordu. Küçük, rutubetli, penceresi neredeyse kapanmayan bir oda… Fakat o oda, onun için dünyadaki tek güvenli yerdi. “Bir gün buradan kurtulacağım,” diye fısıldıyordu kendine her gece. O fısıltı olmasa belki çoktan pes ederdi.
Bir akşam, işler yolunda gitmemiş, kazancı neredeyse yok denecek kadar az olmuştu. Sibel sahile doğru yürürken yüzündeki yorgunluk okunan seksi bir sessizliğe büründü. Deniz karanlıktı, ama dalgaların ritmi ona bir huzur veriyordu. Taş merdivenlere oturdu, ayaklarını uzattı, dalgalara baktı. “Nereye kadar böyle?” diye düşündü.
Tam o sırada, kasabada herkesin tanıdığı balıkçı İhsan abi yanından geçti. Bir an durdu, Sevda’ya baktı. Genelde insanlar bakar ama görmezdi; İhsan abi ise gerçekten görüyordu. Yargılamadan, acımadan, sadece insan olarak…
“İyi misin kızım?” diye sordu.
Sevda önce cevap vermedi. Konuşacak gücü yoktu. Ama İhsan abi ısrar etmedi; “Bak, yarın sabah balıkhanede yardım edecek birine ihtiyacım var. İstersen gel. Küçük bir ücret veririm. En azından biraz nefes alırsın.”
Sevda şaşkındı. Hayatta ilk kez biri ona bir iş teklifi sunuyordu. Ona kapı açanların çoğu, kapının ardında başka niyetler saklardı. Ama İhsan abinin gözlerinde öyle bir şey yoktu. Sadece iyi niyet…








