
Tuzla escort geceler hep denizin sesiyle başlardı. Rıhtımda rüzgar, taşlara vuran dalgalarıyla konuşur, martılar seks sabaha kadar ağlardı. Zehra, 30 yaşındaydı ve bu sesleri en iyi anlayanlardan biriydi. Çünkü sessizlik onun için hiçbir zaman huzur değil, acının yankısıydı.
Zehra, İzmir’in bir kenar mahallesinde doğmuştu. Küçük yaşta annesini kaybetmiş, babasının öfkesine, yoksulluğuna ve ilgisizliğine sığınmak zorunda kalmıştı. Hayat ona hiç nazik davranmamıştı ama o hep güçlü görünmeyi seçmişti. Liseyi yarıda bırakıp İstanbul’a kaçtığında cebinde sadece 200 lirası vardı. Umuduysa fazlasıyla…
İlk aylar zor geçmişti. Tuzla’da ucuz bir bodrum katında kalıyor, sabahları temizlik işleri yapıyor, akşamları ise sokakta sabırla müşteri bekliyordu. Zehra’nın kimseye anlatamadığı bir dünyası vardı. Onu tanıyanlar sadece dış görünüşüne, rujuna ve giydiği siyah topuklulara odaklanırdı. Kimse onun her sabah ağlayarak uyanıp işe gittiğini bilmezdi.
Ama Zehra’nın içinde hâlâ bir yerlerde yaşamaya çalışan küçük bir çocuk vardı. Bir gün Tuzla sahilinde yürürken tesadüfen belediyeye ait bir sosyal merkez afişi dikkatini çekti. Kadınlara yönelik ücretsiz psikolojik kondom destek ve eğitimler veriliyordu. İçinde bir kıvılcım yandı. Bir cesaret gitti. Başta utandı, sessizdi. Ama zamanla konuştu, yazdı, dinledi. İlk kez “yalnız olmadığını” anladı.
Ardından dikiş kursuna başladı. Gece işlerine ara verdi, bir terzihanede çalışmaya başladı. Kazancı azdı ama huzuru boldu. İlk maaşıyla kendine kocaman bir kahve kupası ve küçük bir defter aldı. Her gece o deftere hayallerini yazıyordu artık.
Zehra hâlâ Tuzla escort yaşıyor. Sahilde yürüyen kadınlardan biri o. Geçmişini sırtında bir yük gibi değil, öğrendiği bir ders gibi taşıyor. Kendine verdiği en büyük söz şu: “Ne olursa olsun, bir daha kimse beni susturamayacak.”