İlayda, sabahın serinliğinde Üsküdar sahiline indiğinde gökyüzü griydi. Kız Kulesi, sisin içinden zar zor seçiliyordu. Elinde kâğıt bir bardakta ucuz bir çay vardı. O banka oturduğunda denizin kokusu burnuna doldu; bu kokuyu seviyordu, çünkü geçmişini bastıracak kadar güçlüydü.
25 yaşındaki İlayda, Kayseri’nin kıyıda kalmış bir mahallesinde büyümüştü. Ailesi geleneklerine sıkı sıkıya bağlıydı. Gençliğinde defalarca kendi kararlarını vermeye çalışmış, ama her defasında susturulmuştu. On sekizine geldiğinde artık dayanamadı. Arka kapıdan çıktığı gün, kimseye haber vermeden İstanbul’a doğru yola çıktı. Hayali büyüktü ama cebindeki para küçüktü.
İstanbul’un karmaşasında ilk sığındığı yer Üsküdar escort oldu. Sebebini bilmeden burada huzur bulduğunu düşünmüştü. İlk başlarda bir fırında çalıştı. Sabahın dördünde kalkıp simit tepsisi taşıdı, gün sonunda yorgun ama umut dolu döndü küçük odasına. Ama işler her zaman yolunda gitmiyordu. Patronu maaşını eksik ödemeye başladı, sonra işten çıkardı. Kirasını ödeyemedi, sokakta kaldı.
Bir gece, Kuzguncuk sahilinde banka kıvrılmışken yanına bir kadın geldi. Yardım teklif etti. “Bir gecelik iş,” dedi. Ama o gece, aylarca sürecek bir hayatın seks kapısını açtı. İlayda, hiç istemediği ama hayatta kalmak için seçmek zorunda bırakıldığı o yolu adımlamaya başladı. Geceleri sokak lambalarının altında kaybolanlardan biri oldu.
Sabahlarıysa hep aynı yere, Kız Kulesi’ne karşı oturduğu bu bankta kendini buluyordu. “Bir gün bitecek,” diye fısıldıyordu. “Bir gün yeniden başlayacağım.”
Bir yanıt yazın