
Ümraniye escort dar sokaklarında gece, yağmurla birlikte ağır ağır yürüyordu. Sokak lambaları titrek yanıyor, yoldaki su birikintileri ışığı parça parça seksi yansıtıyordu. O sokaklardan birinde, ince montuna sarılmış genç bir kadın yürüyordu.
Adı Derya’ydı. Henüz yirmi iki yaşında ama yüzündeki çizgiler, yaşadıklarının izini taşıyordu.
Derya, bu semtte doğmuştu. Babasını hiç tanımamış, annesiyle birlikte küçük bir bodrum katında büyümüştü. Annesi temizlik işlerine giderek geçimlerini sağlar, akşamları yorgun elleriyle Derya’nın saçlarını okşardı. “Sen benim gibi olmayacaksın kızım,” derdi. Ama hayat, bazen insanı istemediği yollara sürüklüyordu.
Annesi hastalanıp dolgun memeli çalışamaz hale gelince, evdeki gelir tamamen bitti. Derya önce markette kasiyerlik yaptı, sonra bir kafede garsonluk… Ama her ay kirayı ödemek, ilaç almak, karın doyurmak daha da zorlaşmıştı.
Bir gün, çaresizce olgun otobüs durağında beklerken yanına bir kadın oturdu. Kadın süslüydü, yüzünde acı bir gülümseme vardı. “İstersen sana para kazanmanın kolay bir yolunu gösterebilirim,” dedi.
Derya başta inanmadı. Ama birkaç gün sonra ev sahibinin kapıya dayanmasıyla o sözler kulağında yankılandı.
Ve o gece, Derya’nın hayatı değişti.
Artık geceleri, Ümraniye escort arka sokaklarında sessizce yürüyordu. Her adımı, yüreğinde bir yara açıyordu. İnsanların bakışlarından kaçarken, kendinden de kaçıyordu aslında.
Sabah eve döndüğünde aynaya bakamaz hale gelmişti. Her sabah aynı cümleyi fısıldardı: “Bir gün buradan kurtulacağım.”
Bir akşam, metro çıkışında bir yardım afişi dikkatini çekti: “Kadın Dayanışma Merkezi – Ücretsiz Meslek Kursları”
İçinde bir ses “Denemelisin,” dedi.
Ertesi sabah oraya gitti. Kapının önünde uzun süre durdu, kalbi hızla atıyordu. Sonra derin bir nefes aldı ve içeri girdi.
Bir yanıt yazın