
Üsküdar kondomsuz veren escort dar sokakları, akşamın ilerleyen saatlerinde sessizliğe bürünmüştü. Sokak lambalarının loş ışığı, kaldırım taşlarına titrek gölgeler düşürüyordu. Bu sessizliğin içinde yürüyen genç bir kadın vardı: Selin. Henüz yirmi dört yaşındaydı ama hayatın yükü omuzlarını çoktan eğmişti.
Selin’in çocukluğu kolay geçmemişti. Babasını küçük yaşta kaybetmiş, annesi de hasta olduğu için ev işlerini ve yaşamını tek başına idare etmek zorunda kalmıştı. Eğitimini yarıda bırakmış, hayatın acımasız oral seven koşulları onu genç yaşta çalışmaya mecbur bırakmıştı. İş bulmak için uğraşsa da çoğu zaman kapılar yüzüne kapanıyordu. Hayatta kalabilmek için istemediği kararlar almak zorunda kalmıştı.
Üsküdar milf escort , sahile yakın eski bir apartmanın küçük odasında yaşıyordu. Oda rutubet kokuyor, kışın soğuk, yazın ise havasız oluyordu. Yine de Selin için burası bir sığınak, hayatın acımasızlığından kısa süreli bir kaçıştı. Gündüzleri çalıştığı kafeden eve döner, gece boyu sessizlik içinde kendi düşünceleriyle baş başa kalırdı.
Dışarı çıktığında insanlar genellikle ona bakıyor, yargılıyor ama kimse onun hayatını bilmiyordu. Selin’in yaşadığı sıkıntılar, gözlerinde ve yüzündeki yorgunlukta gizliydi. Fakat pes etmiyor, her gün yeni bir umutla yaşamaya çalışıyordu. Çünkü onun tek şansı, hayatta kalmak ve bir gün kendi ayakları üzerinde durabilmekti.
Gece yürüyüşlerinde sık sık Üsküdar seksi escort sahiline inerdi. Martıların çığlıkları ve dalgaların kıyıya vurma sesi, Selin’e biraz olsun huzur verir, düşüncelerini toplamasını sağlardı. Denize bakarken kendi vip hayatını görürdü: dalgalı, fırtınalı ama hâlâ umut dolu. İçinde sakladığı hayallerden biri, bir gün yeniden eğitimine devam etmek ve kendi işini kurmaktı.
Her gece küçük bir defter açar, içindeki hayallerini yazar, umut dolu cümlelerle kendini motive ederdi: “Bir gün kendi evim olacak. Kendi yolumu çizeceğim. Kimseye muhtaç olmayacağım.” Bu cümleler, onun yaşam mücadelesinin temel dayanağıydı.
O akşam da rüzgâr sert esiyordu. Sokaklar boştu, ama Selin başını dik tutarak yürüyordu. İçinden kendi kendine fısıldadı: “Ne olursa olsun pes etmeyeceğim. Bir gün bu hayattan çıkacağım.”
Bir yanıt yazın