
Üsküdar sabahları sessizdir. Sokaklar yeni yeni dolmaya başlarken, Nazlı her zamanki gibi Kız Kulesi’ne bakan taş bankta oturuyordu. Üzerinde ikinci elden aldığı soluk gri bir mont, başında siyah bir şal vardı. Elinde dumanı ayak tüten plastik bir bardakta çay… Ama içmiyordu. Isınmak için tutuyordu sadece. Gözleri kıyıya çarpan dalgalara takılıydı; bazen insanların ona bakmadan geçmesini diliyordu, bazen de biri oturup sadece sorsa diye içinden geçiriyordu: “İyi misin?”
Nazlı 22 yaşındaydı ama yaşadığı onca şey, onu bir ömür yaşlandırmıştı sanki. Tokat’ın uzak bir ilçesinde doğmuş, sevgi görmeden büyümüştü. Küçük yaşlardan itibaren çalışmak zorunda kalmış, okuldan çok pazarlarda tezgâh görmüştü. On sekizine bastığında seksi ailesi onu kendinden çok büyük bir adamla nişanlamak isteyince kaçtı. Otobüse atlayıp İstanbul’a geldi. Ne bir planı ne kalacak yeri vardı. Ama özgür hissetmişti ilk kez.
İlk haftalarda bir temizlik şirketinde iş buldu. Üsküdar escort dar bir sokakta, üç kızla paylaştığı bir odada kalmaya başladı. Sonra işler kötü gitti. Şirket maaşları ödememeye başladı. Kira birikti. Arkadaşları da kendi derdine düşünce Nazlı tek başına kaldı. Günlerce yemek yemediği oldu. Bir akşam yorgunluktan kaldırımda otururken, tanımadığı bir kadın ona yaklaştı. “İstersen bir geceliğine kalacak yerim var,” dedi. O gece, uzun sürecek bir karanlığın ilk gecesiydi.
Nazlı kendini, istemediği ama hayatta kalmak için katlandığı bir döngünün içinde buldu. Geceleri sokaklarda, sabahları Kız Kulesi’nin karşısında gözyaşlarıyla geçen bir yaşam. Kendini tanıyamaz olmuştu. Ama o sabah, valiliğin panosuna asılmış bir ilan gözüne çarptı:
“Kadın Dayanışma Vakfı – Barınma, destek ve eğitim imkânı. Ücretsiz.”
Önce inanmadı, sonra o ilanın cebinde günlerce durmasına izin verdi. Sonunda cesaret edip aradı.
Nazlı şimdi aynı sokaklardan geçiyor ama başka bir hayatın içinde. Kadın merkezinden aldığı destekle bir kursa yazıldı. Üsküdar escort bir kitap kafede çalışıyor. Ay sonunda kendi maaşını alıyor, geceleri huzurla uyuyor. En önemlisi artık korkmuyor.
Bir yanıt yazın