
Rüya, sabahın erken saatlerinde Üsküdar sahiline indiğinde ortalık henüz tenhaydı. Güneş yavaş yavaş doğuyor, Boğaz’ın üzerine altın renkli bir yansıma düşüyordu. Kız Kulesi, denizin ortasında yalnız ama dimdik duruyordu. Rüya, onu izlerken “Ben de bir gün böyle olacağım,” diye mırıldandı kendi kendine.
24 yaşındaki Rüya, Gaziantep’in kenar mahallelerinden birinde doğmuştu. Kalabalık ve yoksul bir ailenin beşinci çocuğuydu. Hayat, daha küçük eskort yaşlardan itibaren ona pek fazla seçenek tanımamıştı. Lise öğrenimi yarıda kalmış, erken yaşta evlendirilmeye çalışılmıştı. Ama Rüya, kaderini kabul etmek istememişti. Bir gün sabaha karşı valizini toplayıp evden kaçtı ve soluğu İstanbul’da aldı.
İstanbul’a ilk geldiğinde her şey yabancıydı. İnsanlar, sokaklar, kelimeler bile farklı geliyordu. Üsküdar escort bir tanıdık vasıtasıyla bir evde kalmaya başladı. Ev işleri karşılığında başını sokacak bir yer bulmuştu ama zamanla oradaki şartlar da ağırlaştı. Hakaret, küçümseme ve aşağılanmalar arasında kaldı. Sonunda sokakta kalmak pahasına o evden ayrıldı.
Birkaç gün boyunca park köşelerinde yattı, gün boyu işe alım ilanlarına baktı ama ya tecrübesi yoktu ya da arayanlar başka niyetler taşıyordu. Tam çaresizlik içinde kıvranırken, tanıştığı bir kadın ona “kısa vadeli seks para kazanabileceği” bir iş önerdi. Rüya önce reddetti. Ama açlık, uykusuzluk ve yalnızlık bir araya geldiğinde insan en istemediği şeyleri bile normalleştirmeye başlıyordu.
Bir yanıt yazın